20 Ocak 2014 Pazartesi

GLEE- QUINN FABRAY/ NOAH PUCKERMAN





Quinn dolabının kapağına yaslandı ve erkek arkadaşına odaklanmaya çalıştı. Her zamanki gülümsemesini yüzüne oturttu ardından Finn'in de ona gülümsediğini fark etti. 

  Son zamanlarda yakınlaşmışlardı, senenin başından beri istediği gibi. Ama hayalindeki bu değildi. 

  Kesinlik bu değildi. 

  Hayalinde, içten gülümsemesiyle ona bakan Finn, kanının kaynamasına sebep oluyordu. Gerçekte ise sadece güzel bir gülümsemeydi. İlk randevularının sonunda onu öpmüştü ama bu bile pek bir değişiklik yaratmamıştı. 

  Finn yavaşça Quinn'in çenesini tuttu ve dudaklarını onunkilere yaklaştırdı. Fakat omzuna konan el yüzünden aniden geri çekildi. Quinn gözlerini kırpıştırdı ve Puck'ın birşeyler söylemesini izledi. 

  Onu her gördüğünde olduğu gibi dünya ağır çekime geçmişti. O etraftayken sesler birbirne karışıyor bir uğultudan ibaret oluyordu. Quinn bu durumdan kurtulmak için kafasını salladı ve ne konuştuklarını anlamak için kulak kabarttı. Tam o sıra da Puck ona döndü. 

"Üzgünüm, Quinn duyduğun gibi erkek arkadaşını çalıyorum." 

  Quinn kafa salladı ve önemli olmadığını mırıldanarak Finn'e döndü. 

"Antreman çıkışı seni ararım olur mu? Çıkışta bekle beni." 

  Quinn isteksizliğini gizlemeye çalışarak kafa salladı ve Finn ve Puck'ın koridorda uzaklaşmasını izledi.

*
  Quinn sinirli bir şekilde tempo tutuyordu. 

  Yarım saat önce antrenmanın bitmiş olması lazımdı fakat ortada Finn'den bir iz yoktu. 

  Okulun merdivenlerine oturdu ve başını ellerinin arasına aldı. İlk gördüğü anda Finn'in mükemmel bir sevgili olacağını biliyordu. Sadık, popüler, yakışıklı, iyi kalpli... Ama değildi. Bir şeyler eksikti. Fakat olmaması gerekiyordu. Hayatındaki herşey gibi ilişkininde mükemmel olması lazımdı. 

 Quinn Fabray'in hayatında mükemmel altında hiç bir şeye yer yoktu. 

  İster istemez kalbinin sıkıştığını hissetti. Bir tarafı 'onu' seçmesi gerektiğini biliyordu. Dokunuşu tenini yakan Puck'ı istiyordu. Ama 'istememeliydi.' Sonunda üzüleceğini bile bile bir ilişkiye başlamayacaktı. Kendini kullandırtmayacaktı. Puck'ın asla onu sevmeyeceğini bile bile bunu yapamazdı. 

  Tam o sırada bir elin sıcaklığını omzunda hissetti ve sevinçle kafasını kaldırıp Finn'in sonunda gelmiş olduğunu düşündü. Fakat onun yerine Puck'la karşılaştı. Quinn tepki vermeden önüne döndü ve Puck'ın yanına oturuşunu hissetti. 

"Antreman 20 dakika önce bitti ben duşumu burada aldığım için geç kaldım." 

  Quinn yine bir tepki vermedi ama Puck genç kızda bir şeylerin yanlış gittiğini anlayabiliyordu. 

"Finn yorgun olduğunu söyledi." 

  Puck bir süre düşündü ve anlar bir ses çıkardıktan sonra; 

"Ama aslında seninle buluşacaktı, değil mi?" 

  Puck gözlerini bile kırpmadan genç kızı izliyordu. Kafasını onaylarca salladı. 

"Konuşmak istemiyorum." 

  Hazal rengi gözlerini boşluğa dikmişti. 

 "Tamam." 

  Puck bir süre gitmek ile gitmemek arasında oturdu ve Quinn'i izledi. Fakat o bunun farkında değil gibiydi. Her zamanki gibi etkileyiciydi. Kalkık burnu, mükemmel kaşların ve kirpiklerin çevrelediği iri anlam yüklü gözler dolgun dudaklar yumuşak bir ten... 

  İlk gördüğü andan beri istiyordu. 

  Quinn'i istiyordu. Kime yalan söylüyordu ki hala istiyordu. Finn onu sevmiyordu ve bu Puck'ı daha da delirtiyordu. Kızında onu istediğini biliyordu. Sadece biliyordu. Baş başa kaldıkları her an o kıvılcımı hissediyordu ama kafasını kurcalayan sorudan kurtulamıyordu. Neden Finn? 

  Telefonunu çıkardı ve tuşlara hızlıca bastı.Quinn telefonunun titremesiyle girdiği hayal aleminden çıkmayı başardı.

"Öyle üzgün durma." 

 Quinn gözlerini devirdi ve Puck'a bakmamaya çalışarak cevap yazdı.

''Konuşmak istemediğimi söyledim.''

 "Biliyorum. Teknik olarak konuşmuyoruz mesajlaşıyoruz." 

  Quinn gülümsemesine hakim olamadı. Puck'ta ona döndü ve"Böylesi çok daha iyi." Dedi.

  Quinn kızarmamaya çalışarak önüne döndü. 

  "Finn beni unuttuğuna göre gitsem iyi olur." 

  Ayağa kalkmış hızlı adımlarla uzaklaşacakken Puck'ın bileğini kavrayıp onu durdurmasıyla bu girişimi yarım kalmıştı. 

"Şey- istersen bir şey yapabiliriz? Breadstixste indirim olduğunu duydum?" 

  Quinn gözlerini Puck'ın adete yalvaran gözlerinden alamıyordu. Beyninin 'Hayır de. Kibarca reddet.' Dediğini duyabildi. 

"Tamam, olur." 

  Puck zafer kazanmış bir edayla gülümsedi ve kızın kavradığı kolunu istemeyerek bırakarak arabaya yönlendirdi.

*

"Neden bir şey yemiyorsun?" 

  Quinn bir çatal bile almadığı makarnasına baktı. Yemek istemiyordu çünkü kilo almamalıydı. Belkide sorun buydu, Finn onun şişman olduğunu düşünüyor olabilirdi, değil mi? 

"Bu aralar kilo aldım da. Zaten aç değilim." 

  Puck'ın gözleri irice açıldı ve kızı şöyle bir süzme ihtiyacı hissetti. Kesinlikle bir gram fazlası yoktu.

"Q, saçmalama. Sen-sen çok güzelsin." 

  Hiç düşünmeden uzanıp elini kızın eline koydu. Quinn bu dokunuşla saç diplerinden parmak uçlarına kadar ürperse de elini çekmedi.'Finn'i siktir et. Puck seni beğeniyor.' 

  Tam o sırada garsonun sesi havadaki o elektriklenmeyi dağıttı ve Quinn'in elini çekmesine sebep oldu. 

"Puck! Selam kardeşim. Özel bir isteğin varsa yardımcı olurum bilirsin." 

  Garson sözlerini bir göz kırpma eşliğinde bitirmişti. 

"Bilirsin bizin içeceklerimiz biraz daha eğlenceli olabilir." 

  Garson kafa salladı ve başka bir masanın siparişini almak için oradan uzaklaştı. 

"Bu da neydi?"

  Quinn tek kaşını kaldırmış anlamaz bir ifadeyle ona bakıyordu. Puck bir kahkaha attı ve açıklamaya koyuldu. 

"Havuzunu temizlediğim insanlardan biri. Bir keresinde annesinin gece evden sıvıştığını öğrenmesini engellemiştim, bana borçlu." 

  Quinn kıkırdadı ve garsonun ne getireceğini düşünmeye başladı. Çok vakit geçmeden aynı garson birer tane kokteyl ile geri döndü. Her zaman içtikleri meyve suyu karışımı enerji içeceğine benziyordu ama bir yudum aldığımda içinin hafifçe ısındığını ve genzinin yandığını hissetti.

'Mm votka' 

  Puck'ta içeceğinden bir yudum aldı ve gözlerini bile kırpmadan kızı izlemeye başladı. İçecekten bir yudum alışını ve alkollü olduğunu anladığı zaman gözlerini irice açışını zevkle izledi. 

  Quinn üçüncü bardağı bitirirken onu durdurma ihtiyacı hissetmişti. 

"Sakin ol şampiyon. Çarpılacaksın." 

  Quinn Puck'ın tepeden tırnağa titremesine yol açan bir şekilde kahkaha attı ve bardağı fondip yaparak bitirdi. 

"İçkiye ihtiyacım yok. Sen beni çarpıyorsun zaten." 

   Puck duydukları karşısında gözlerini kırpıştırdı. 

"Beni istiyorsun, biliyorum. Bakışlarından anlıyorum. Bu nedenle Finn'e buluşacağımızı hatırlatmadın. Bu nedenle beni kolayca içki alabileceğin bir yere getirdin." 

  Quinn alkolünde etkisiyle restini çekmişti. Bu gecenin sonunda ne olacağı umrunda değildi. Anı yaşayacaktı. 

  Puck kimi kandırıyordu ki? Kız haklıydı. İlk gördüğü andan beri yanıp tutuşuyordu. Quinn'in en sonunda onu tercih edeceğini biliyordu. Ama yine de kalp atışlarının hızlanmasına engel olamadı. 

"Be-ben.." 

  Puck, Quinn'in alkolün etkisiyle kızarmış yanaklarına ve yorgun bakan gözlerine baktı, bu yanlıştı. Evet, onu istiyordu, hem de çok ama böyle değil. O an şaşkınlıkla fark etti ki bu kızı sadece yatağa atmak istemiyordu. Bu kızla uyanıp yatakta kahvaltı etmek ve bütün liselilerin yaptığı o vıcık vıcık el ele tutuşmayı yaşamak istiyordu. 

"Seni eve bırakayım." 

  Quinn büyük bir hayal kırıklığına uğrasa da bir şey demedi. Sadece utançtan kıpkırmızı oldu ve çantasını omzuna atarak arabaya ilerleyen Puck'ı takip etti.Quinn evini tarif etti. Onun dışında yol boyunca konuşmadılar. 

  Quinn belki binince defa içinden kendine küfür etti. Puck bile ondan daha onurlu çıkmıştı. Okulun yarısıyla yatan Puck onu reddetmişti işte. 'Salaksın sen salak' Evin önüne geldiklerinde ikisi de huzursuzca kıpırdandı. 

"Şey, güzel bir akşamdı. Ben en son dediklerim için üzgünüm, yani biliyorsun işte." 

  Puck kafasını kaldırıp gözleri hazal gözlerle buluştuğunda seslice yutkunmaktan başka bir şey yapamadı.

"Biliyorum. Finn, benim en yakın arkadaşım." 

  Quinn onaylarcasına kafa salladı. 

"O zaman, okulda görüşürüz?" 

  Sesi soru sorar gibiydi ve Puck başıyla onaylamaktan fazlasını yapamadı. Genç kız bir süre karar veremez bir şekilde durdu kapı koluna uzandı ve inmeden önce son kez ona baktı. 

  İlk adımı kimin attığını asla bilemediler ama olmuştu. Puck'ın yumuşak ve dolgun dudakları onunkilerle buluşmuştu. Elini genç adamın ensesine koydu ve daha da yakına gelmeye çalıştı. Quinn'in düşünce merkeziyle iletişimi kesilmişti fakat aklında tek bir düşünce vardı.Bu öpücük çok farklıydı. Puck'ın dudaklarının sıcaklığını tüm vücudunda hissediyordu. 

  Puck nefes almak için kendini çekti ve Quinn'in gözlerine bakaya çalıştı. Bir kaç saniyeliğine sadece bakıştılar. Puck elini kızın yanağına koydu ve hafifçe okşarken kendini 

  "Çok güzelsin..." Demekten alıkoyamadı. Dudakları tekrar buluştuğunda Quinn herşeyin yok olduğunu sadece Puck'ın kaldığını hissetti. Birbirlerini bir daha göremeyecek gibi tutkuyla öperken akıllarında ne Finn ne de yarın neler olacağı vardı...

**Evet, biraz fazla 'vıcık vıcık' oldu farkındayım ama ne yapabilirim çok tatlılar :') Bu hikayeyi 'Quick çiftinin tek gecelik ilişkisi nasıl yaşandı?' sorusuna cevap ararken yazdım umarım beğenmişsinizdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder